PANKREAS KANSERİ

Pankreas, midenin arkasında, omurganın önünde yer alan, yaklaşık olarak 15 cm uzunluğunda bir organdır. Esas olarak iki farklı ve önemli işlevi vardır; on iki parmak bağırsağına yaptığı salgısı ile sindirime yardımcı olmak, kana verdiği hormonları ile (insülin, glukagon v.b.) kan şekerini düzenlemek. Birinci grup görevi üstlenen hücrelerden oluşan kanser en çok bilinen pankreas kanseri olup adenokanser yapısındadır. Hormon salgılayan hücrelerden oluşan tümörler ise insülinoma, glukagonoma gibi endokrin pankreas tümörleridir, bunlar daha az sıklıkta görülür ve adenokanserlere göre daha yavaş seyirlidir. Bu yazıda pankreas adenokanseri hakkında bilgiler yer almaktadır.

Pankreas Kanseri Risk Faktörleri:

İleri yaş (60 ve üzeri), sigara alışkanlığı, uzun süren şeker hastalığı, kronik pankreatit ve obezite bilinen belli başlı risk faktörleridir. Ayrıca genç yaşta ortaya çıkan vakalarda kalıtımın önemli bir yeri vardır. Alkol konusu tartışmalıdır; aşırı miktarları (günde 4 kadeh ve üzeri) öncelikle kronik pankreatite zemin hazırlayarak riski arttırabilir.

Belirti ve Bulgular:

Pankreas kanserlerinde en sık görülen belirti ve bulgular sarılık, şiddeti giderek artan kuşak tarzında karın ağrısı, iştahsızlık, yorgunluk ve açıklanamayan kilo kaybıdır. Sarılık, safra kanalının tümör tarafından baskısı nedeniyle tıkanmasına bağlıdır; hastalarda bazen inatçı kaşıntılar görülür.

Tanı Nasıl Konur?

İyi bir fizik muayenenin ardından laboratuar tetkikleri, tüm karın bilgisayarlı tomografisi, gereğinde MR görüntüleme pankreastaki kitleyi ortaya çıkarır. Pankreas adenokanserinde kanda, tümör belirteci olarak CA 19-9 yükselebilir. Safra kanalının tıkanıklığı özel bir endoskopi tetkiki olan ERCP işlemi ile gösterilebilir. Ayrıca bu işlem sırasında kanal içine stent denilen ince bir kateter yerleştirilerek safranın barsağa akması sağlanır; sarılık ve buna bağlı kaşıntı giderilir. Kesin tanı kitleden parça alınması yani biyopsi ile konur.

Tedavisi Nasıldır ?

Eğer hastalık sadece pankreasta ise, karaciğer ya da başka organlara yayılmamışsa esas tedavisi cerrahidir (Whipple ameliyatı). Tümörlü pankreas bölgesi çevre dokuyla birlikte çıkarılır. Ameliyat sonrası koruyucu ilaç tedavisi (adjuvan kemoterapi) veya ilaç ve ışın tedavisi bir arada (kemoradyoterapi) uygulanabilir. Avrupa ülkelerinde kemoterapi tercih edilirken A.B.D.’de daha çok kemoterapinin radyoterapi ile birlikte uygulanması tercih edilmektedir. İlerlemiş, başta karaciğer olmak üzere diğer organlara yayılmış vakalarda tedavinin esas amacı hastaları rahatlatmak, şikayetlerini gidermektir. Kemoterapinin yanı sıra ağrıyı gidermek ve beslenme desteği sağlamak esastır. Pankreas kanserinde de son yıllarda umut vaad eden ve yan etkileri az olan hedefe yönelik biyolojik ilaçlar (erlotinib gibi) yavaş yavaş ortaya çıkmaya başlamıştır.

Pankreas Kanserinden Vefat Eden Bazı Ünlüler:

Ünlü İtalyan Tenor Luciano Pavarotti (72) , İtalyan aktör Marcello Mastroianni (72), aktris Anna Magnani (65), Amerikan aktör Michael Landon (54) (Küçük Ev dizisinde oynamıştı), ünlü Avusturya’lı ve Nobel ödüllü fizikçi Wolfgang Pauli (58), ünlü Amerikan ekonomist W. Adams (76), Hint sinemasının klasiklerinden Avare filminin ünlü yıldızı Nergiz (51) ve Türk-Amerikan müzik prodüktörü Arif Mardin (74) pankreas kanserinden vefat etmişlerdir.